Diyarbakır Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen bu tek perdelik komedi, Hırvat yazar Miro Gavran tarafından yazılmış ve Nazlı Gözde Yolcu tarafından çevrilmiş. Serkan Budak tarafından yönetilen oyun tek perdede 75 dakika boyunca seyirciyi canlı ve eğlenceli tutabiliyor.
Eski Yugoslavya döneminde, Dalmaçya kıyılarında bir balıkçı kasabasında yaşayan ama yaptığı yemekler efsane olan bir aşçının (Luka) evine Lubliyana’dan bir adam gelir. Lubliyana’da bir fabrikada bekçilik yapan bu adam (Tony) niçin geldiğini hemen söyleyemez, ancak aşçının karısı hakkında her şeyi biliyordur. Sonunda ağzındaki baklayı çıkarır ve demiryollarında çalışan Eve’in kocası olduğunu ve karısının kocası olan Hırvat adamı ziyarete geldiğini söyler. Aynı kadının kocaları olduğunu anlayan aşçı ile bekçi önce şoka girer, sonra birlikte içerler ve bir karara varmak isterler. Önce Tony sonraki koca Luka’nın Eve’i bırakmasını ister. Lubliyana’da kızları ile kurulu bir düzenleri vardır. Hayal kırıklığı yaşayan Luka zaten buna baştan razıdır. Ancak ilerleyen dakikalarda Luka, her ne kadar sinirli ve bencil de olsa karısını çok sevdiğini farkeder ve ondan vazgeçmeyeceğini söyler. Sonunda Luka ve Tony bu işin en iyi çözümünün eskisi gibi devam etmesi gerektiğinde anlaşır. Aradan iki yıl geçen Tony terkar Luka’nın yanına gelir. Bu sefer bir üçüncü vardır Eve’in hayatında. Eve’in 7 yaşındaki kızının babası Nicol. Eve’in iki kocası sonunda dayanamaz ve Eve’i sıkıştırmaya karar verir. Eve gerçeğin bilindiğini öğrenince şok yaşar. Ama öyle kurnaz biridir ki, iki erkeğin ipini elinde tutmayı başarır. Nicol ile bir daha görüşmeyeceğinin sözü ile kocaları ile barışır. “Erkekler birden fazla evlilik yaparken iyi de neden bunu bir kadın yapınca yadırgıyorsunuz!” ana fikriyle son derece eğlenceli bir komedi.
Bu oyunun en önemli özelliği çeviri olduğu anlaşılmıyor bile. O denli akıcı ve insanın kulağını tırmalamayan bir dil ile oyananması. Üstün performans gösteren oyuncuları, yönetmen ve çevirmeni kutlarım.