Antalya Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen iki kişilik ve tek perdelik bir oyun. Yaklaşık 90 dakika sürmektedir. Charlotte Jones tarafından yazılan senaryo Seçil Honeywill tarafından Türkçeleştirilmiştir. Rejisörlüğünü Yunus Emre Bozdoğan yapmaktadır. Oyun karmaşık bir psikodramadır.
Oyun esas itibariyle akıl hastanesine terk edilen kadınların dramını konu etmektedir. Olay sabıkalı akıl hastası kadınların yattığı Dymphna’da geçmektedir. Dymphna 7. yüzyılda yaşamış bir Katolik azizedir. Kendisini manastırda rahibe olmaya adamış ve iffet yemini etmiştir. Kısa bir süre sonra annesini kaybeder ve babası Damon’un akıl sağlığı kötüleşir. Çok sevdiği karısına en çok benzeyen kişi olan Dymphna’ya cinsel arzu duyar, Dymphna İrlanda’dan kaçmak zorunda kalır, kendisini takip eden babası tarafından Belçika’da öldürülür. 14. yüzyılda öldüğü yerde adına bir kilise kurulur ve burası akıl hastalarının tedavi edildiği önemli bir merkeze dönüşür. Yazarın akıl hastanesine Dymphna demesi, bu olaya göndermedir. Dymphna akıl hastanesine gelen mağdur ve mazlum kadınların azizesidir.
Dymphna’ya ne zaman geldiği belli olmayan Dora’nın yanına ailesi tarafından yeni bırakılan Por (Persephone) gelmiştir. Tüm oyun Dor ile Por arasında kavgalar, yakınlaşmalar ama ortak bir kaderi yaşamakla geçer. Kadın olmakla küçümsenmek, daima bir ahlaksızlıkla suçlanmak, büyücülük ve cadı olmakla itham edilmek, bir başka kadını sevmenin utanç vericiliği…
Yazar, “kadın” sorunu özellikle mitoloji ve dinden (Katolizm) yararlanarak ortaya koymak istemiştir. Göndermeleri yakalamak için mitoloji bilmek gerekir. Örneğin, Persephone, Yunan mitolojisinde Zeus’un kız kardeşi Demeter’den olan kızıdır. Yani bir ensest sonucu doğmuştur. Yeraltı tanrısı Hades tarafından kaçırılmıştır ve onun karısı olmuştur ancak doğan hiçbir çocuğu Hades’ten değildir.
Oyunda Por doğurduğu çocuklara isim olarak “piç” demektedir ve kendisine “ahlaksız embesil” teşhisi konduğunu söylemektedir. Hep ailesinin gelip kendisini alacağını düşleyecektir ama onlar hiç gelmeyecektir. Tecavüze, istismara uğrayan kadınlar hem ahlaksızlıkla, hem deli olmakla suçlanacaktır.
Oyunda mütemadiyen kadınların tarih boyu gördüğü baskı ve zulümler, yüklenen cinsel roller, kadınlık arzuları sembollerle dile getirilmektedir. Dora Dymphna’ya cadılık gerekçesiyle kapatılmıştır ve Avrupa’da 15. yüzyıldan başlayan ve takip eden yüzyıllarda da süren cadı avına çok kez gönderme yapılmaktadır.
Oyun esas itibariyle 1920-1970 arasında akıl hastanesine kapatılan gerçek kişilerin öyküsüne dayanmaktadır. Bununla birlikte kronolojik bir anlatım yerine erkek zihniyetin egemenliği akronik bir kurguyla verilmiştir. Mitolojiden ve tarihten çokça örnekler vardır.
Oyunun akrokink örgüsü, mitoloji göndermeleri ve çeviri bir oyun olması, 90 dakika izlemeyi oldukça güçleştirmektedir. Buna rağmen tecrübeli oyuncular Demet Benli ve Filiz Uysal Güç’ün çok güçlü oyunculukları ve mükemmel diksiyonları ile izleyiciyi diri tutmaktadır.
5 Nisan 2024