Muhabbet ehli, türkü çağlayanı Akarsu

Zalım felek onu çok görme bana
Ayrılamam ben o gül yüzlü yardan
Sıdk ile bağlıdır canım canana 
Ayrılamam ben o gül yüzlü yardan

Engindir duyulmaz figanım sesim
Açıktır o yare gönül kafesim
Yaşarken aldığım havam nefesim 
Ayrılamam ben o gül yüzlü yardan

Akarsu ateşim yanar tüterse
Aşkın gülü yüreğimde biterse
Ayırsın feleğin gücü yeterse
Ayrılamam ben o gül yüzlü yardan [dinle]

 

Muhlis Akarsu, son yüzyılın Karacoğlan’ıydı desek, ne Karacoğlan alınırdı ne de Akarsu. O lirik şiirlerin en coşkulu ozanıydı, sevgiyi, aşkı, sadakati anlatan. 

Akarsu’yu bilmem böyle mi sevdin
Aşkın ateşiyle sinemi deldin
Benim bu halıma sen sebep oldun
Deli misin divane mi sevdiğim [dinle]

 

Çamşıhı yöresi aşıklarındandır. Büyüdüğü yer itibariyle, çok köklü bir aşıklık geleneğinin temsilcilerindendir. Feyzullah Çınar, Mahmut Erdal, Hüseyin Gazi gibi isimlerle aynı yöredendir. Ali İzzet, İhsanî, Mahsuni, Nesimi Çimen ve Davut Sulari örnek aldığı ustalarıdır. Alevi-Bektaşi süreğini iyi bilen ve bu geleneğe katkı sunan güçlü bir bağlama üstadıdır.

Keselim sıratın kazana çöksün
Olanca katranı Haydar çamura döksün
Beraber gülelim cehennem korksun
Sırat nizam senin olsun sen benim

Ayıp değil midir Adem’e mihnet
Başına çalınsın Haydar hurili cennet
Dostluk pazarında olma muhannet
Huri Kılman senin olsun sen benim [dinle]

 

1983 yılında başlayan ve 1989 yılına kadar 7 tane yapılan Muhabbet albümlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Arif Sağ, Musa Eroğlu ve Yavuz Top ile birlikte halk müziğinde muhabbet geleneğini başlatmıştır. Muhabbetler’de hem kendi şiirlerini, hem de derlediği türküleri okumuştur. Lirik şiirlerinin yanında gerçekçi ve toplumcudur. Yaşadığı toplumun sorunlarından uzak değildir. Kendisi de sorunlardan uzak değildir. Ne yazıktır ki, bu coğrafyada hiçbir ozana sanatıyla geçinmek nasip olmamış, sazla sözle uğraşan diğer ozanlar gibi başka işlerle geçimini sağlamıştır.

Pahalılık alev gömlek
Giyemezsin demedim mi?
Her öğünde soğan ekmek
Yiyemezsin demedim mi?

Elin havyar senin turşu
Buna koyamazsın karşı
Kimi eğri kimi doğru
Seçemezsin demedim mi?

Çimento yok harç içinde
Alem hercümerç içinde
İşçi kardaş borç içinde
Yüzemezsin demedim mi?

Akarsu’yum bu ne illet
Durma sazın ile anlat
Soy kardaşım böyle millet
Bulamazsın demedim mi? [dinle]

 

Gurbet çekmiştir, yokluk çekmiştir. Gurbet çekenlerin diline tercüman olmuştur.

Yokluk beni mecbur etti
Gurbeti ben mi yarattım?
Gençliğimi aldı gitti
Gurbeti ben mi yarattım? [dinle]

 

En üretken olduğu bir dönemde, arkasında onlarca 45’lik ve kaseti geride bırakmıştır. Deriz ya hep, yaşasaydı kim bilir neler yapardı? 2 Temmuz 1993 Madımak vahşetinde yanarak can verdi. O ise, her zaman hazırdı buna. “Enel-hak bağına girdiğim zaman, ister kesip ister yüzsünler beni” diyerek, çoktan meydan okumuştur zalimlere. O bu dünyada ahvalinin sorulmasına hazırdır, bilir ki ölümden sonrası için hiç korkusu yoktur.

Açığım yok kapalım yok dünyada
Ne ise ahvalim sorsunlar beni
Bir kimseye vebalim yok dünyada
İster sevip ister kırsınlar beni

Dilim dönmez nedir gavur Müslüman
Duman ateş demek ateş de duman
Enel-hak bağına girdiğim zaman
İster kesip ister yüzsünler beni

Allah kul yaratmış biri de benim
Kimden kaldı benim imanım dinim
Ne şeytan tanırım ne de peri cin
Konuşan insanım görsünler beni

Okudum Kur’anı edep erkanlı
Yaptığım secdenin kıblesi canlı
Gerdeksiz gecede bir delikanlı
Ölü bir geline versinler beni

Akarsu’yum boşa güldükten sonra
Azrail yok imiş öldükten sonra
Gönül tahtım harap olduktan sonra
Boş kuru hasıra sarsınlar beni [dinle]

 

Ey sevdiğim sana şikayetim var [dinle]

Yoruldum yorgunum [dinle]

Bu yarayı dosttan aldım ezeli [dinle]